
Kör müsün be hemşerim… Yürüdü…
İlçe belediyesi ile Büyükşehir belediyesi arasında ki anlamsız kavgaların cezasını o çekiyordu hep. Büyükşehir yapıyordu, ilçe bozuyordu, o düşüyordu kaldırımlara takılarak…
Ama kalktı, yürüdü…
Belediye her ne kadar bozarsa bozsun, biliyordu sokak girişi ile cadde arası otuz yedi adım. İçinden saydı yürüdü… Köşe başında ki dönerciden yine bozuk et kokusu geliyordu, sokak başında ki çay ocağının seslerini duyabiliyordu. Yine birkaç kişi aralarında tartışıyordu iddia bayi önünde. Ne olacak bu kara kartalın hali diye güldü sessizce, yürüdü…
Bir yandan cebini karıştırırken kalan son parayı saydı, belediye otobüsüne binecekti yine çare yok. Bir liram daha olsa halk otobüsüne binerdim diye geçirdi içinden cebinde sigarasını ararken. Gazı bitmeye yüz tutmuş çakmağıyla zar zor yaktı, derinden çekti içine, yürüdü…
İtişip kakışan dershane öğrencilerinin neşeli gürültülerini duyabiliyordu yine, çok uzakta değillerdi. Seslenip yardım istemeyi düşündü, sonra vazgeçti. Her gün defalarca geçiyordu nihayet bu caddeden karşıya; “ gençlerin neşesini bozmayım durduk yerde” diye düşündü, yürüdü…
Kör Müsün Be Hemşerim: Hayatın Üstüne Üstüne Yürüdü
Kim bilir belki de kendini cezalandırmak için günde defalarca düşünürdü o viraja hızlı girdiği sabahı, kızının karanlıkta ki ağlayışlarını, eşinin yardım et diye inlemesine rağmen ona gidemeyişini, gözlerini kaybettiğini günler sonra fark ettiğini…
Yürüdü… hayatın üstüne üstüne yürüdü.
İnsan kaybettikten sonra anlıyor elindekilerin kıymetini.
Siyah gözlüklerini eline alıp camlarını sildi, sonra ceketinin ön cebine koyup yaslandı bir direğe. On sene öncesine gitti hafızası. Kim bilir kaç kez ama olan insanlarla karşılaşmış ama onların ne hissettiğini hiç düşünmemişti. Tam dalıp gitmişken birden bir ses ile irkildi…
“-Hemşerim Cebeci’ye nasıl giderim?
Sustu, tam doğrulacakken kendisine soru soran adama çarptı birden, özür dileyecekti ki,
– Kör müsün hemşerim, bir şey sorduk, kalktın çarpıyorsun.
Arkasından değneğini aldı eline, gözlüklerini taktı yeniden gözlerine,
Yürüdü…