2025 yazına girerken, dünya ortalama sıcaklığındaki artış ilk kez sanayi öncesi seviyelere göre 1.5°C eşiğini kalıcı biçimde aşma sinyalleri vermeye başladı. Aslında bu sınır, yalnızca sayısal bir veri değil. Dünyanın iklim sistemi için bir kırılma noktası anlamına geliyor. Bilim insanlarına göre bu sıcaklık artışı, 2025 yazı için daha uzun süren sıcak hava dalgaları, artan nem oranı ve şiddetli UV radyasyonu gibi insan sağlığını doğrudan etkileyen yeni riskleri beraberinde getiriyor. Artık sadece sahilde güneşlenenler radyasyona maruz kalmıyor. Şehirde yürüyen, açık havada çalışan ya da pencere kenarında oturan herkes buna maruz kalıyor.

Özellikle son beş yılda gözlemlenen açık hava UV artışı, cilt kanseri vakalarının artmasına neden olmuştur. Erken yaşlanma, leke oluşumu ve ciltte bağışıklık zayıflaması gibi estetik dışı sağlık problemlerde artış göstermiştir. İklim değişikliği sadece güneşi daha yakıcı hale getirmedi. Aynı zamanda ozon tabakasındaki incelmeleri, hava kalitesindeki düşüşü ve yer yüzeyine ulaşan zararlı ışınların yoğunluğunu da beraberinde getirdi.

Tüm bu gelişmeler, güneş kremi kullanımını artık bir yaz alışkanlığından çıkarma yolunda. Uzmanlar güneş kremlerinin normal yaşamda da kullanılmasını öneriyor. Fakat piyasadaki güneş koruyucuların yalnızca küçük bir kısmı bu yeni koşullara uygun formüller sunuyor. İşte bu nedenle, doğru ürünü seçmek ve onu doğru kullanmak, hem bireysel cilt sağlığı hem de gezegensel ekosistem açısından kritik hale gelmektedir.

2025 Yazı: Çevresel Riskler Artarken, Ürünlerin Etkinliği Tartışmalı

Çevresel Çalışma Grubu’nun (Environmental Working Group – EWG) 2025 Yıllık Güneş Kremi Rehberi, piyasada satılan 2.200 güneş koruyucu ürünün yalnızca %23’ünün güvenilir ve etkili bulunduğunu açıkladı. Değerlendirilen ürünlerin çoğunun ya güncelliğini yitirmiş formüller içerdiği ya da yanıltıcı vaatlerde bulunduğu tespit edildi. Rapora göre, düzenlemelerin 1999’dan bu yana değişmemesi, tüketicileri riskli ürünlerle baş başa bırakıyor.

Riskli İçerikler: Oxybenzone, Vitamin A ve “Parfüm” Tuzakları

2025 verilerine göre, cilt tarafından hızla emilen oxybenzone, hormonal dengeleri olumsuz etkileyebiliyor. Aynı zamanda bu kimyasalın, deniz ve okyanus yaşamına zarar verdiği belirtiliyor. 2016 yılında güneş kremlerinin %70’inde bulunan oxybenzone, artık yalnızca %9 oranında kullanılıyor. Güneşte bozulan ve cilt hasarını artırabileceği düşünülen Vitamin A da benzer şekilde geriledi. Retinyl palmitate adıyla bilinen bu içerik, günümüzde ürünlerin yalnızca %2’sinde yer alıyor. İçerik listesinde sadece “fragrance” veya “parfüm” olarak belirtilen maddeler de risk taşıyor. Bu ürünlerin %36’sında alerjen, kanserojen ya da hormonal bozucu kimyasallar tespit edilmiştir.

2025 Yazı ve Güncel Yaşam İçin Hangi Tür Güneş Kremleri Tercih Edilmelidir?

Güneş kremi seçerken yalnızca SPF oranına değil, ürünün türüne ve içeriğine dikkat etmek gerekiyor. İşte iklim değişikliği çağında tercih edilmesi önerilen ürün türleri:

  • Mineral Güneş Kremleri (Fiziksel Filtreli):
    İçeriğinde çinko oksit (zinc oxide) veya titanyum dioksit (titanium dioxide) bulunan bu ürünler, cilt yüzeyinde koruyucu bir tabaka oluşturarak UV ışınlarını fiziksel olarak geri yansıtır. Kimyasal filtrelere göre daha güvenlidir ve çevreye zarar vermez.
  • Kokusuz ve EWG Onaylı Ürünler:
    Parfüm içermeyen, EWG Verified® logosunu taşıyan ürünler, hem içerik şeffaflığı sağlar hem de hassas ciltler için güvenli bir kullanım sunar.
  • Losyon ve Stick Formundaki Ürünler:
    Sprey ürünler her ne kadar pratik görünse de solunma riski taşımaktadır ve uygulamada dengesizlik yaratabilmektedir. Losyon ve stick formundaki ürünler hem daha homojen koruma sağlar hem de çocuklar için daha güvenlidir.

Kullanımda Dikkat Edilmesi Gerekenler

İklim krizinin etkili olduğu bu yaz, yalnızca ürün seçimi değil, kullanım alışkanlıkları da önem kazanıyor. Uzmanlar aşağıdaki noktaları vurguluyor:

  • SPF 30 ve üzeri ürünler kullanılmalı, ancak yüksek SPF yanıltıcı güven hissi yaratmamalıdır.
  • Güneş kremi iki saatte bir tekrar uygulanmalı, terleme ya da suya girme sonrası yenilenmelidir.
  • 10:00–16:00 saatleri arasında güneşe doğrudan maruz kalmaktan kaçınılmalıdır.
  • Güneş koruyucuya ek olarak şapka, gözlük ve ince uzun kollu kıyafetler tercih edilmelidir.
  • Çocuklar için özel olarak üretilen, mineral bazlı ve kokusuz ürünler kullanılmalıdır.
  • Kum, su ve kar gibi yüzeylerin UV ışığını yansıttığı unutulmamalı.

Sadece Cilt Değil, Gezegen de Korunmalıdır

İklim krizinin oluşturduğu yeni normalde, güneş kremi seçimi yalnızca kişisel sağlıkla sınırlı değil. Okyanuslara karışan kimyasallar, mercan resiflerinin hızla yok olmasına neden olabiliyor. Aerosollü ürünlerin içerdiği gazlar ise hâlâ atmosfer kirliliğini artırmaya devam ediyor. Bu yüzden mineral bazlı ve şeffaf içerikli ürünleri tercih etmek önem taşıyor. Bu tercihler sadece cildi değil, çevreyi de koruma anlamına geliyor.

İklim değişikliğinin getirdiği yeni sağlık riskleriyle baş etmek bilinçli seçimler gerektiriyor. Yüksek SPF değeri yeterli değil; içerik temizliği de büyük önem taşıyor. 2025 yazında ve sonrasında, doğa ve cilt sağlığı birlikte korunmalıdır. Güneşten korunurken hem kendinize hem çevreye özen göstermeyi unutmayın.