Dünyada sudan sonra en çok tüketilen içecek çay olabilir, ancak son zamanlarda bu alandaki yıldız, açık ara farkla matcha çayı. Japon yeşil çayı tozunun tüketimi son yıllarda büyük bir artış gösterdi. Özellikle 2024 yılında 3,63 milyar dolar değerinde olan matcha pazarı, 2031’e kadar 8,67 milyar dolara ulaşması beklenmektedir. Ancak bu artışın arkasında, sağlıklı yaşam odaklı tüketiciler ve sosyal medyada “yeşil çay aşığı” olarak bilinen influencer’ların etkisi oldukça büyük.

Matcha Çayı

Matcha Çayı Tüketimi ve Sağlığa Etkileri Nelerdir?

Geleneksel olarak sıcak ya da soğuk içecek formunda tüketilen matcha, artık sadece çay değil: dondurma, fırın ürünleri ve hatta protein atıştırmalıkları gibi pek çok alanda da kullanılmaya başlandı. Yoğun, hafif toprak tonlarını anımsatan ve umami lezzet barındıran bu toz çay, hem tat hem görüntü açısından çok yönlü bir içerik olarak dikkat çekiyor.

Ancak artan ilgi beraberinde bir sorun da getirdi: küresel matcha kıtlığı. Matcha üretimi oldukça zahmetli bir süreç. Bitkilerin olgunlaşması beş yıl sürebilmektedir ve özellikle yaprakların toz hâline getirilmesi yavaş işleyen özel taş değirmenlerle yapılmaktadır. En kaliteli matcha yılda sadece bir kez, ilkbaharda hasat edilmektedir. Bu da arzın hızla artırılmasını imkânsız kılmaktadır.

Ancak Matcha’yı farklı kılan sadece tadı değil. Onu bu kadar özel kılan şeylerden biri, sahip olduğu yüksek antioksidan ve antiinflamatuar bileşikler barındırmasıdır. İşte bazı öne çıkan faydaları:

1. Kalp Sağlığı

Matcha, kalp sağlığı için oldukça önemli olan kateşin adlı antioksidanı yüksek oranda içeriyor. Bazı araştırmalar, LDL (kötü kolesterol) seviyesini düşürüp HDL (iyi kolesterol) seviyesini artırabileceğini gösteriyor.

2. Kan Şekeri Dengesi

Matcha’daki antioksidanlar özellikle de kateşinler, kan şekeri kontrolü üzerinde olumlu etkilere sahip. Karbonhidrat sindirimini yavaşlatır, oksidatif stresi azaltır ve insülin duyarlılığı ile bağırsak florasını iyileştirir.

3. Kanserle Mücadele

Araştırmalar, matcha’nın kanser karşıtı özellikler taşıyabileceğini öne sürüyor. EGCG (epigallokateşin galat) adlı bileşik, hücre mutasyonlarını baskılayarak tümör oluşumunu engellediği bildirilmektedir. Ayrıca, tümör hacmini küçültüğü ve metastaz riskini azalttığı belirtilmiştir. Ancak bilim insanları, bu alandaki verilerin hâlâ sınırlı olduğunu belirtiyor.

4. İltihap Önleyici Özellikler

Matcha, polifenoller açısından da zengin. Bu maddeler, iltihabı azaltarak hücre hasarını önlemeye ve kronik hastalıkların gelişimini engellemeye yardımcı olmaktadır.

5. Beyin Fonksiyonları

Matcha’daki EGCG, bilişsel netliği artırmakta ve özellikle Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıkların önlenmesinde rol oynayabilmektedir. Ayrıca içerdiği kafein ve L-theanine ile dikkat ve odaklanmayı artırırken, kahvede görülen sinirlilik hissi olmadan dengeli bir enerji artışı sağlar.

Bir fincan matcha yaklaşık 70 mg kafein içermektedir. Bu miktar, ortalama bir fincan kahvedeki (70-150 mg) kafeinle karşılaştırılabilir düzeydedir.

Matcha Çayı Günlük Hayata Nasıl Dahil Edilebilir?

Matcha’yı beslenme düzenine dahil etmek oldukça kolay. İşte bazı öneriler:

  • Klasik matcha çayı olarak sade ya da buzlu şekilde tüketebilirsiniz.
  • Matcha latte yapmak için en sevdiğiniz sütü kullanın. Dilerseniz içerisine vanilyalı protein tozu ekleyerek protein oranını artırabilirsiniz.
  • Sabah smoothie’nize matcha tozu karıştırarak güne enerjiyle başlayın.
  • Enerji atıştırmalıkları hazırlarken içine matcha ekleyin. Matcha ve Antep fıstıklı protein topları oldukça popüler.
  • Fırın ürünlerinde kullanmak isterseniz, hamurda unun küçük bir kısmını matcha ile değiştirebilir veya hazır kek karışımlarına ekleyebilirsiniz.