İklim değişikliğinin etkileri ne yazık ki saymakla bitmiyor. Bu artık yalnızca kutuplardaki buzulların erimesiyle ya da deniz seviyesinin yükselmesiyle sınırlı bir çevre sorunu değil. Artık bu kriz, doğrudan insan bedenine, gündelik yaşamımıza ve sağlık sistemlerine tehdit oluşturuyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) son uyarılarına göre, iklim değişikliği; temiz hava, güvenli içme suyu, yeterli beslenme ve barınma gibi sağlıklı yaşamın temel koşullarını tehdit ediyor. Bu durum, yalnızca çevresel değil, aynı zamanda küresel bir halk sağlığı krizinin de kapısını aralıyor.

İngiltere Sağlık Güvenliği Ajansı’nın (UKHSA) raporları, 2050 yılına kadar iklim değişikliğine bağlı hastalıklardan dolayı ülkede yıllık 10.000’e varan fazladan ölüm yaşanabileceğini öngörülmektedir. Yani mesele yalnızca sıcaklıkların artması değil. Aslında yeni hastalıkların yayılması, mevcut sağlık sorunlarının derinleşmesi ve sağlık sistemlerinin çökme riskiyle karşı karşıya kalmamız.

İklim Değişikliğinin Etkileri: Yeni Hastalıklar Kapıda

İklim değişikliğinin etkileri ile sivrisinekler ve virüsler kuzeye taşınıyor

Artan sıcaklıklar ve değişen yağış rejimleri, hastalık taşıyıcı sivrisinek ve kenelerin yaşam alanlarını genişletiyor. Bu durum, daha önce yalnızca tropikal bölgelerde görülen Zika, dang humması ve chikungunya gibi hastalıkların İngiltere gibi daha kuzey ülkelerde de görülmesine yol açabilecektir. Sıcak böcek yazı olarak tanımlanan bu yaz, UKHSA’nın verilerine göre de bu hastalıklar artık Londra gibi büyük şehirlerde bile bulaşır hale gelecek.

Bir derece sıcaklık artışının bile hastalıkların yayılma hızını ve coğrafyasını değiştirebildiği düşünülmektedir. Bu da önümüzdeki yıllarda yeni enfeksiyon dalgalarının kapıda olduğu anlamına gelmektedir.

Artan Gıda Zehirlenmeleri: Isınan Havada Bakteriler de Coşuyor

Yüksek sıcaklıklar yalnızca yeni virüsleri değil, aynı zamanda bakterileri de tetikliyor. Özellikle yaz aylarında artan gıda zehirlenmesi vakalarının artacağı tahmin edilmektedir. 2050 yılına kadar her yıl 10.000 vaka artabileceği tahmin edilmektedir. Sıcak hava, bozulmaya ve kontaminasyona açık hale gelen gıdalarla birlikte halk sağlığı için tehdit oluşturacaktır. Üstelik bu tehdit, ekonomik dezavantajlı gruplarda daha yüksek düzeyde etkili olacaktır.

Artan sıcaklıklar, özellikle böbrek taşı gibi sıcaklıkla doğrudan ilişkili sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor. Dehidrasyon, vücudun mineral dengesini bozarak böbreklerde taş oluşumunu tetikliyor. Son 20 yılda böbrek taşı vakalarının artması bunun nedenlerinden biri olarak görülmektedir. Uzmanlar bu durumu “iklim krizinin dolaylı ama yakıcı etkilerinden biri” olarak tanımlamaktadır.

Kalp Krizinden Ölümcül Dalgaya: Kardiyovasküler Riskler

Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre kalp hastaları ciddi risk altında olduğu belirtilmektedir. 2050 yılına kadar iklim değişikliğine bağlı kardiyovasküler hastalıklardan ölümler iki katına çıkabilecektir. Sıcak hava dalgaları ve hava kirliliği bu riski artıran başlıca faktörler arasında yer alıyor. Şehirlerde ağaç örtüsünün azalması, yoksul bölgelerde yaşayan insanları daha fazla risk altına sokuyor.

Ayrıca iklim krizinin görünmeyen ama hızla büyüyen etkilerinden biri de ruh sağlığı. Aşırı sıcaklıklar, hava olayları ve yaşanan sağlık krizleri bireylerde anksiyete, depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu gibi sorunları artırıyor. Özellikle yoksul, yaşlı ve kronik hastalığı olan bireyler bu sürece karşı daha savunmasız durumda.

Sağlık Sistemleri Ne Kadar Hazır?

İklim krizi yalnızca bireyleri değil, tüm sağlık sistemlerini tehdit ediyor. Artan hastalık yükü, aşırı taleple baş edemeyen acil servisler, ilaç ve personel eksiklikleri gibi sorunlar, sağlık sistemlerinin direncini sınayacak. Aynı zamanda sağlık eşitsizliklerini de daha belirgin hale getirecek.

İklim kriziyle mücadele artık yalnızca çevre politikalarının konusu değil. Sağlık politikalarının merkezinde yer almalı. Toplum sağlığını iklim değişikliğine hazırlamak çok önemlidir. Özellikle altyapıyı güçlendirmek, önleyici hekimliği yaygınlaştırmak ve sağlık hizmetlerini geliştirmek gerekir. Bunun nedeni ise sağlık sistemini iklim değişikliğine dayanıklı hale getirmekle mümkün olabilir.

Sonuç olarak; ısınan bir gezegen, sadece buzulların değil, bedenimizin ve ruhumuzun da erimesine neden olabilir. İklim krizi, geleceğin halk sağlığı krizidir. Ve bu kriz, çoktan kapımızda.