
Nötron yıldızları, evrendeki en tuhaf gök cisimleri arasında yer alır. Ancak asıl büyük gizemler, bu yıldızların derinliklerinde saklıdır. Süpernova patlamaları sonrası geriye kalan çekirdeklerdir. Bunlar, bilinen en yoğun madde biçimini temsil eder. Tipik bir nötron yıldızı, Güneş’in birkaç katı kütleye sahiptir ama bu kütle, sadece birkaç kilometre çapında bir hacme sıkışmıştır. En dış katmanlarında, yoğunluk bir elmasın yoğunluğundan milyarlarca kat daha fazladır. Yıldızın merkezine doğru gidildikçe, basınç öylesine artar ki atom çekirdekleri, hatta proton ve nötronlar bile parçalanabilir.
Nötron yıldızları yüzeyindeki yerçekimi öylesine güçlüdür ki, bu yıldızlarda oluşabilecek en yüksek “dağlar” yalnızca birkaç milimetre boyundadır. Yüzeyler zaten oldukça yabancıdır; ağır atom çekirdeklerinin oluşturduğu kristal benzeri bir kafes içinde, serbestçe dolaşabilen elektronlardan oluşur.
Nötron Yıldızları: Derinliklerdeki Egzotik Madde Katmanları
Yüzeyin hemen altında, muazzam yerçekimi sayesinde genellikle dayanıksız olan bazı nadir izotoplar bolca bulunabilmektedir. Normalde, bir çekirdeğe çok sayıda nötron eklemek onu kararsızlaştırır. Ancak burada, yıldızın kütleçekimi her şeyi bir arada tutar. Yaklaşık bir kilometre derinliğe kadar, atom çekirdekleri yüzlerce nötronu bir arada tutabilmektedir.
Ancak bu sınır da bir yerde aşılır. Yaklaşık bir kilometre (yarım mil) derinlikte, bu dev çekirdekler artık stabil kalamaz ve nötronlar dışarı sızmaya başlar. Buna “nötron damlama hattı” (drip line) denir. Normalde, serbest nötronlar 15 dakika içinde bozunur. Fakat nötron yıldızının içindeki yoğun ortam, bu nötronları stabil hâlde tutar.
Yaklaşık iki kilometre derinlikte, madde daha önce görülmemiş, sıra dışı bir forma dönüşür: “nükleer makarna.” Bu katman, yıldızın kabuğunun çekirdeğe geçiş yaptığı bölgedir. Yerçekimi, güçlü nükleer kuvvet ve elektriksel itme gibi devasa kuvvetler birbirine karşı savaşır. Bu denge savaşı sonucunda, alışılmadık şekillerde tuhaf çekirdekler oluşmaktadır; bunlara “gnocchi” (İtalyan köftesi) adı verilmektedir.
Bu yapıların daha derinlerinde, çekirdekler uzun tüplere dönüşür — “spagetti.” Spagettiler birleşerek “lazanya” adı verilen daha geniş yapılar hâlini alır. Bu katman da zamanla tek bir kütleye dönüşmektedir ama içerisinde “anti-spagetti” ve “anti-gnocchi” adı verilen boşluklar ve kusurlar bulunmaktadır.
Bu nükleer makarna tabakası yalnızca yaklaşık 100 metre kalınlığındadır. Ancak kütlesi, 3.000 Dünya’dan daha fazladır. Bu, oldukça ağır bir tabaktır!
Çekirdeğin Bilinmeyenleri
Yaklaşık bir mil derinlikte, atom çekirdekleri artık yapısını koruyamaz ve tamamen çözülmektedir. Bu bölgede, nötronlar, protonlar ve bazı elektronlar serbestçe dolaşmaktadır. Ancak yıldızın merkezinde neler olduğuna dair bilgimiz oldukça sınırlıdır. Çünkü burada hüküm süren fiziksel koşullar, mevcut bilimsel anlayışımızın çok ötesindedir.
Bilim insanları, çekirdeğin dış kısmının bir süperakışkan olduğunu düşünmektedir. Bu durumda, nötronlar sıfır viskozite ve sürtünmeyle serbestçe hareket eder. Protonlar ise burada süper iletken hâline gelir; yani elektrik direnci sıfırdır. Bu katmanda, yoğunluk bir atom çekirdeğiyle karşılaştırılabilir düzeye ulaşır. Bu noktada, proton ve nötronlar neredeyse tamamen iç içe geçmiş durumdadır. Bu nedenle burası, dev bir atom çekirdeği gibi davranır, ancak burada bağlayıcı kuvvet çekirdek değil, yerçekimidir.
Bu yoğunlukta, yıldızın kendi üzerine çökmesini engelleyen başlıca etmenlerden biri nötronların oluşturduğu yoğunluk basıncıdır. Nötronlar öyle sıkıştırılmıştır ki, neredeyse ışık hızına yakın hareket ederler. Bu hareket, yıldızın içine doğru çökmeye karşı bir basınç üretir. Aynı zamanda, nötronlar arasındaki güçlü nükleer itki, daha fazla sıkışmayı engeller.
Ancak çekirdeğin en iç kısımlarında neler olduğuna dair hiçbir kesin bilgimiz yoktur. Buradaki yoğunluk, atom çekirdeğinden bile fazladır. Laboratuvar ortamında bu koşulları yeniden yaratmamız mümkün değildir. Elimizde sadece matematiksel modeller ve teoriler vardır.
Bazı modellere göre, nötronlar bu derinlikte de süperakışkan kalabilmektedir. Bazı modellerde ise hiperonlar, delta parçacıkları ya da bozon yoğunlaşmaları gibi egzotik parçacıklar ortaya çıkabilmektedir. Çünkü proton ve nötronlar daha küçük parçacıklar olan kuarklardan oluşur. Bu aşırı ortamda kuarklar, başka hiçbir yerde var olamayacak düzenlemelerle birleşebilmektedir. Bazı modellerde ise kuarklar ve gluonlar (güçlü nükleer kuvvetin taşıyıcıları) tamamen çözülerek, yoğun bir kuark-gluon çorbası oluşturur.
Ancak tüm bunlar sadece spekülasyondur. En yakın nötron yıldızı yüzlerce ışık yılı uzaklıktadır. Ve eğer birini “yarıp” içini görsek bile, bu egzotik koşullar anında bozulmaktadır. Bu yüzden şimdilik, nötron yıldızlarının içini görebilmenin tek yolu; matematik ve büyük ölçüde hayal gücüdür.
Kaynak: What happens inside neutron stars, the universe’s densest known objects?