
Orman nasıl yakılır? Son günlerde yine gündemimiz ülke olarak yanan ormanlarımız oldu. Hatta ormanlarla kalmadı ve şehirlerin içine sıçradı ateş. Evler değil, mahalleler boşaltılır oldu. Eskiden çok nadir orman yanar bu da ihmal ve sakarlıklardan kaynaklanırdı. Şimdi ne yazık ki bütün orman yangınlarının altında bir kasıt yada bir saldırı söz konusu! 2024 yılı açıklanan verilere göre 28 bin hektara yakın orman yandı ülkemizde. Bu yılın genel verileri henüz yok ama şu son bir ay içinde yanan ormanlık alan miktarını telaffuz etmek bile acı verici. Onca ağaç, onca bitki, onca hayvan o yangınların içinde kül olup giderken bir ülkenin de geleceğinin yandığının ne kadar farkındayız acaba!
Bir ağacın ömrü kaç yıl! Aralarında asırlık ağaçların olduğu ormanlar yanıp kül olurken bu vehim manzara karşısında bazen elimiz kolumuz bağlı sadece izliyoruz. İçerliyoruz, üzülüyoruz. Bu kara tablonun arkasında kasıtlı sebepler konuşuluyor durmadan. 2021 yılında Manavgat’ta başlayıp Antalya ilimizin birçok yerine yayılan yangınlarda 150 bin hektardan fazla bir alan yandı kül oldu. Binlerce hayvan o ateşin içinde can verdi. Böylesi büyük bir alana can vermek bir asır sürecek bir zaman ister. O günlerde ki haberlerde yine bu yangınların kasıtlı olarak yapıldığı üzerineydi. Yine o dönem gördük ki yangın söndürme konusunda da tedbir alma konusunda da zayıfız.
Hem resmi merciler hem de sivil toplum kuruluşları yangına müdahalede zayıf not aldı. Antalya yangınlarının üzerinden neredeyse dört sene geçti ama sanki ne o günlerden ders almışız ne bir şeyleri geliştirebilmişiz. 2025 yaz ayları ile birlikte yeniden ormanlarımız kül olmaya başladı. Acı olan o ki tek alabildiğimiz tedbir yangın mahallinde ki yerleşim yerlerini boşaltmak oluyor. İzmir ve Muğla başta olmak üzere birçok yerde yine can yakan yangınlar yaşanmakta. Can yakan diyorum çünkü bu yangınların faturasını millet olarak biz ödeyeceğiz.
Orman Nasıl Yakılır, Nasıl Yakılmaz?
Ormanların faydaları hakkında burada beyanat verecek değilim. Ta ilkokul sıralarından itibaren ormanların önemi hakkında dersler verilmekte bilgiler aktarılmakta. Ama gelin görün ki eksik kalmışız. Ne kadar doğrudur bilemiyorum. Fakat kimi zaman rant için yakılıyor, kimi zaman yeni iş alanları için, kimi zaman ise yasadışı eylemler nedeniyle yakılıyor. Pek çok sebep bahane oluyor ve birçok ormanlık alan yanıp kül oluyor. Sebep ne olursa olsun netice bizi tarumar ediyor. Engel olamamak, yangınları söndürmede ki yetersizlikler de cabası… Yaşanan felaketlerden ders çıkarmıyoruz. Sanırım hepsinden kötüsü bu.. Ve bu durumu nasıl ifade edebilirim bilmiyorum.
Orman yakmayı bu kadar çabuk öğrenemezdik herhalde. Kırsal kesimlerde yaşayan vatandaşlarımızın, köylülerimizin ne kadar dikkatli olduğuna aslında şahit oldum. Özellikle Antalya yangınlarından sonra bu hususta daha dikkatli oldu köylü vatandaşlarımız. Ormanlık alanlarda piknik ya da başka sebeplerle yangın yakılması yasaklanmıştır. Mangal vesaire gibi keyfi eylemler için ateş yakılmasına izin verilmemektedir. Bu oldukça yerinde bir karardı bence. Bunun için muhtarlar, yerel yönetimler ve kolluk kuvvetleri de tedbirleri artırdı. Fakat bu sene yeniden gördük ki tedbir ve önlem konusunda sınıfta kaldık.
Yangınlara müdahale etmek ve önlemek sadece kurumların görevi değildir. Birey olarak bizlerde hassas ve dikkatli davranmalıyız. Yangına sebep olabilecek atıklar giderken çöpe bırakılmalıdır. Ve en önemlisi temiz bırakmalıyız. Ateş yakıldığını fark ettiğimiz de en yakın kolluk kuvvetlerine ivedi haber vermeliyiz. Ülkemizin yarınlarını geleceğini korumak görevi hepimizindir.
Bir orman nasıl yakılır? Bunu hepimiz öğrendik. Öğrenmemiz gereken esas mesele alınacak tedbirlerdir. Daha dikkatli, daha duyarlı, daha vatandaş olmak gerekir.
Çünkü ormanlar bizim, çünkü ormanlar bizim çocuklarımızın geleceği.
Çünkü ormanlar yarınların yaşama garantisi.