Zihin yaşınız, gerçek yaşınızdan daha genç olabilir. Ancak bu durum sadece ruh halinize değil, yaşam sürenize de etki ediyordur. Nature Medicine dergisinde yayımlanan çarpıcı bir araştırmaya göre, biyolojik olarak genç kalan beyinler, hem erken ölüm riskini azaltıyor hem de Alzheimer hastalığına yakalanma olasılığını önemli ölçüde düşürüyor.

Stanford Medicine bünyesindeki Beyin Direnci Girişimi’nin direktörü Prof. Tony Wyss-Coray’in liderliğinde bir çalışma gerçekleşti. Bu çalışmaya göre, beynin biyolojik yaşı, insan ömrünü belirlemede kilit bir rol üstlenmektedir. Wyss-Coray, bu durumu şu sözlerle özetliyor: “Beyin, uzun ömürlülüğün kapı bekçisidir. Eğer yaşlı bir beyniniz varsa, ölüm riskiniz artar. Ancak genç bir beyne sahipseniz, muhtemelen daha uzun yaşayacaksınız.”

Yaşlı Beyin, Üç Kat Fazla Ölüm Riski Taşıyor

Araştırmacılar, İngiltere’de 40 ila 70 yaş aralığında bulunan yaklaşık 44.500 kişiden alınan kan örneklerini inceledi. Bu örnekler sayesinde vücudun 11 farklı organ ve sisteminin biyolojik yaşları değerlendirilmeye alındı. Bulgulara göre, bu kişilerin yaklaşık %6 ila 7’si “olağanüstü genç” beyinlere sahip olduğu tespit edilmiştir. Aynı oranda kişi ise “olağanüstü yaşlı” beyinlerle dikkat çekti.

Sonuçlar oldukça çarpıcıydı:

  • Aşırı yaşlanmış beyne sahip bireylerin ölüm riski üç kat arttı.
  • Genç beyinli kişiler ise erken ölüm riskinde %40 azalma yaşadı.

Dahası, yaşlı beyinler Alzheimer’a yakalanma ihtimalini üç kat artırmaktadır. Oysa genç kalan beyinler ise bu riski %75 oranında azaltıyordu. Yani biyolojik olarak yaşlı bir beyne sahip bir kişi, yaşıtı ama genç beyinli birine göre Alzheimer’a 12 kat daha fazla yakalanma riski taşıyor.

Bu çarpıcı ilişki, Alzheimer hastalığına karşı geliştirilen tedavi ve önleme stratejilerinin önemini artırıyor. Gelişen tıbbi yöntemleri ve yeni umutları detaylı şekilde incelediğimiz Alzheimer Tedavisinde Yeni Umut başlıklı yazımızda, bu alandaki en güncel bilimsel gelişmeleri bulabilirsiniz.

Genç Kalan Beyinler: Tıp, Hastalık Değil Sağlık Temelli Bir Geleceğe Hazırlanıyor

Bu bulgular sadece beyin sağlığı açısından değil, tıbbın geleceği için de önemli bir kapı aralıyor. Wyss-Coray, organların biyolojik yaşlarının kan örnekleriyle belirlenebilmesinin, gelecekte hastalık gelişmeden erken müdahale edilebilen bir sistemin temelini oluşturabileceğini belirtiyor. Bu yaklaşım, “acı başladığında müdahale” anlayışından çok daha önce, hastalık başlamadan önlem almayı hedefliyor.

Profesör Wyss-Coray, bu testleri kısa sürede piyasaya sunmayı planladıklarını ifade ederken, özellikle beyin, kalp ve bağışıklık sistemi gibi kilit organlara odaklanarak test maliyetlerinin düşürülebileceğini söylüyor.