
Duş var abi! Duş isteyen! Suyun hürmetine kaleme alınıyor bu yazı! Lakin bu hürmetin Askiyle bir alakası söz konusu değil asla. Su kendiyle özgür. Duş var abi!
Metreküp hesabından da anlamam ölçüm çizimden de. Elinden kalem düşmeyen birisiyim ama kalemim anca satırlara yazı ile hükmeder. Günde bilmem ne kadar metre küp su tüketirken bir litre su için can alıp can veren insanların olduğu karmakarışık bir dünya burası. Çok değil, yakın bir zamanda su problemi her yerde yaşanacak ve şimdi bir bardak su içecekken bir kova su harcayan ablalar, çeşme akıp dururken komşusuyla dedikoduya devam eden teyzeler dizlerini dövüp ah vah edecekler.
Suyun Hürmetine!
Suyun hürmetine yazılıyor bu yazı! Köyü ile hala sıkı ilişkiler içinde olan bir bireyim. Eskiden köyün ırmağından şarıl şarıl su akarken şimdi kurbağalar boğuluyor o derelerde susuzluktan. Su problemi sadece ülkemizi alakadar eden bir mesele değil tabi ki. Dünyanın genelinde bir su sorunu yaşanmakta. Kaynak sularının tükenmesi, kuraklıklar, düzensiz alt yapı derken el birliğiyle bozduğumuz dünyanın dengeleri bize dengesiz bir gelecek vaat ediyor. Ve ne yazık ki bu sorundan birçok insanın haberi yok! Ya da var ama umursamaz davranıyor. Adedi neredeyse 5 lira olan yarım litrelik su alanlar dahi o suyun yarısını içtikten sonra hiç çekinmeden bir çöpe atabiliyor. Birileri bu yanda suyu umarsızca tüketirken birileri de insani proje adına Afrika’da su kuyusu açmak için mücadele ediyor. Birçok kurum, kuruluş bu sorunu anlatmak ve tedbirler almak adına çalışmalar yapıyor fakat, ne kadar etkili olduğu tartışılır.
Tübitak’ın yaptığı çalışmalar bile başlı başına tedbir almak için yeterli aslında. Ama hala Tübitak’ı araba imal eden bir fabrika zannedenlerin olması da ne acı bir tablodur. Oysa Tübitak başta olmak üzere nice kuruluş sadece su üzerine değil, insanlık üzerine faaliyetler yürütmek, çalışmalar yapmak, katkı sağlamak için mücadele içindedir.
Dünya Ekonomik Forumu’nun 2014 yılında hazırladığı rapor bile içler acısı. İçler acısı olan başka bir hususta bu raporun on yıl evvel yayınlanmış olmasıdır. Ve on yıldır bir ilerleme kaydedilmemiş olması. Dünyada yaşayan insanların dörtte birinde şu an hakim bir su sıkıntısı var. Araştırmalar ortalama 2040’lı yıllarda bu ciddiyetin çok yüksek oranlara ulaşacağı noktasında. N’olacak canım, o güne kadar kim öle kim kala. Çocuklar da bakar başının çaresine…
Duş var abi!
Bol sulu, kaynatmalı harlatmalı duş var. Şehirlerin her yeri hamam. Her yer suyun hunharca tüketildiği, israf tutum ve dikkat gibi kavramların asla geçerli olmadığı, gelecek planlarının yapılmadığı, tedbirlerin alınmadığı insanlarla tıka basa dolu. Hepsinin cebinde su şişesi. Bir yudum al sonra çöpe. Evinin önünde araba yıkayan amcaların halinden bahsetmeyeceğim. Oto yıkamacılara götürün derim, en azından birileri ekmek yesin. Balkonunda halı yıkayan ablalar acaba halı fiyatından yüksek oranda su zaiyatı verdiğinin farkında mı? Bakınız su konusunda tedbir alırken en azından ekonomiye de hareketlilik getirebiliriz. Oto yıkama ve halı yıkamacılar da belki sponsor olurlar bu yazıya kim bilir.
Yakın zamanda duş alamayacaksın, pis pis kokacaksın desen, param var abi diyor.
Albert Einstein’in bir sözü geldi aklıma. Diyor ki; “dünya kötülük yapanlar yüzünden değil, seyirci kalıp, hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir”. Peki biz ne yapalım dediğinizi duymuyorum, çünkü demiyor gibisiniz sanki. Ama insan bir şeyleri düzeltmek istiyorsa önce kendisinden başlamalı. Evinizde başlayın, çocuklarınızla. Onlara suyun ne kadar elzem bir ihtiyaç olduğunu ve israfın ne kadar tehlikeli sonuçlara yol açacağını gösterin. Madem gelecek çocuklarımızın ellerinde ve madem bizler bir haltı beceremiyoruz, bırakalım bari çocuklarımız düzeltsin bu karmaşıklığı. Sonra da rahat rahat alsınlar duşlarını.
Suyun hürmetine hepinize selamlar olsun. Şimdi afiyetle bir bardak su içip, içtiğiniz suyun kıymetini bir kez daha düşünün derim. Kalın sağlıcakla…