
Bilim insanları, Dünya’nın kendi ekseni etrafındaki dönüş hızının artmaya devam ettiğini açıklıyorlar. Bunun sonucunda da Dünyanın en kısa günü bu yaz yaşanabileceğini öngörüyorlar. Bu değişimin yalnızca zaman ölçümlerini etkileyeceği düşünülmemektedir. Aynı zamanda, potansiyel olarak iklim sistemlerini de etkileyebileceği yönünde ciddi görüşler var.
Son yıllarda insanoğlunun yol açtığı iklim değişikliği, gezegenimizin termal yapısını derinden etkiledi. Dünyanın dönme hızı değişince ısınan gezegen, daha sık görülen aşırı hava olayları karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca eriyen buzullar ve yükselen deniz seviyesi ile de karşı karşıyayız. Böylece atmosferik akımlar ve okyanus döngüleri iklim mekanizmalarının davranışını değiştirecektir.
Dünya’nın dönme hızındaki bu dalgalanmaların, özellikle atmosferik basınç sistemleri, jet akımları ve mevsimsel hava düzenlerinde yaratabileceği küçük kaymalar bile, uzun vadede ekosistemler ve topluluk sağlığı üzerinde ciddi sonuçlar doğurabilecektir.
İklim krizinin sağlık üzerindeki etkileri arasında solunum yolları ve kalp hastalıkları gibi riskler bulunmaktadır. Bu kişiler sadece sıcaklık artışından değil; aynı zamanda küçük dönüş değişimlerinden de etkilenmektedir. Bu nedenle, yazın kaydedilecek en kısa gün; sembolik bir zaman ölçüsü olmanın ötesinde, iklim-sistem dinamiklerinden bir denge göstergesi olacaktır.
Uzmanlara göre, Dünya’nın dönüş hızındaki bu küçük ama anlamlı değişiklikler yalnızca zamanı etkilemeyecektir. İklim sistemlerini de etkileyecektir. İklim değişiminin yalnızca çevresel dengesizliklerle sınırlı kalmadığı, aynı zamanda temiz hava, güvenli içme suyu, yeterli beslenme ve barınma gibi temel insan haklarını da tehdit ettiği sıkça vurgulanmaktadır. Tüm bunların bileşiminin etkisi ısınan bir gezegen ve hasta toplumlar olarak karşımıza çıkacaktır.
Dönme Hızı Artıyor: Milisaniyelik Kısalma ile Birlikte Dünyanın En Kısa Günü Bu Yıl Yaz Aylarında Yaşanacak
Time and Date raporuna göre, 9 Temmuz, 22 Temmuz ya da 5 Ağustos 2025 tarihlerinden biri, en kısa gün olabilir. Ancak bu “kısalık”, günlük yaşamda fark edilemeyecek kadar küçük. Tahminlere göre, Dünya’nın dönüşü bu tarihlerde 1,51 milisaniye kadar daha kısa sürecek.
Bu süre farkı, atomik saatler gibi yüksek hassasiyetli zaman ölçüm cihazları kullanılmadan tespit edilemiyor. Ancak zaman bilimciler için bu küçük farklar bile önemli ölçüm verileri anlamına geliyor.
Neden Kısalıyor? Bilinmezliğin İçinde Çoklu Etkenler
Dünya’nın dönme hızındaki değişimin tek bir nedeni bulunmuyor. Bilim insanları, bu hızlanmanın muhtemel nedenleri arasında şunları sıralıyor:
- Yer kabuğu ve çekirdekteki kütle kaymaları
- Depremler ve volkanik aktiviteler
- Buzulların erimesi ve kutuplardaki kütle değişimi
- Atmosferik basınç değişiklikleri ve okyanus akıntıları
- Ay ve Güneş kaynaklı gelgit etkileri
Daha önce Dünyanın en kısa günü olarak 2020 yılında, 28 kez normalden kısa günler kaydedilmişti. Bu, zaman ölçüm sistemlerinin başlangıcından beri gözlemlenen en yoğun kısa gün serisi olarak kayıtlara geçti.
Zamanın Uyumlanması: Artık Saniyeler ve Atomik Saatler
Dünya’nın dönüş hızındaki bu tür değişiklikler, Küresel Zaman Standartları üzerinde de etkili olmaktadır. UTC (Koordinatlı Evrensel Zaman), Dünya’nın gerçek dönüşüyle senkronize hâlde kalmak için bazen artık saniye eklenmesi veya çıkarılması gibi düzeltmeler gerektirmektedir.
Eğer bu hızlanma devam ederse, ilk kez bir “negatif artık saniye“ geri alınması gerekecektir. Bu da zaman bilimciler ve teknoloji altyapıları için yepyeni teknik düzenlemeleri gündeme getirecektir.
Dünyanın En Kısa Günü: İklim Üzerindeki Potansiyel Etkiler
Her ne kadar 1-2 milisaniyelik farklar kulağa önemsiz gelse de, gezegenin dönüş hızı, iklim dinamikleri üzerinde dolaylı etkiler yaratabilmektedir. Örneğin:
- Jet akımları gibi büyük ölçekli hava akımları
- Gelgit döngüleri
- Okyanus sıcaklık dağılımları
Üstelik bu tür etkiler, uzun vadede birikerek küresel iklim sistemini etkileyebilmektedir. Henüz bu konuda kesin veriler bulunmasa da, bazı bilim insanları rotasyon değişimlerinin iklim modellerine entegre edilmesi gerektiğini savunmaktadır.
Gelecekte Ne Bekleniyor?
Bilimsel tahminlere göre, Dünya’nın dönme hızı bir süre daha artacaktır ve benzer kısa günler kaydedilmeye devam edecektir. Ancak bu, uzun vadede Dünya’nın yavaşlama eğilimine girmeyeceği anlamına gelmiyor. Ay’ın uzaklaşması gibi bazı astronomik faktörler, milyarlarca yıl içinde gezegenin dönüşünü yavaşlatmaya devam edecek.
Sonuç olarak, bu milisaniyelik farklar bile insanlık için “zamanı yeniden yazmak” anlamına gelmekte olacaktır. Küresel sistemlerin hassasiyeti göz önüne alındığında, bu tür değişimleri takip etmek geleceğin teknolojik ve iklimsel planlamaları açısından hayati önem taşıyor.