
Bir söz vardır ya çok gezen mi bilir çok okuyan mı bilir diye, neden ayırma ihtiyacı hissediyorlar ki? Ya gezen okumuyor ya da okuyan gezmiyor mu demek? Ya gezerken okuyorsa ya da okuduktan sonra geziyorsa, o daha güzel olmaz mı? Bazen okuduğum kitaplardan etkilenir kitabın geçtiği coğrafyaları ziyaret eder farklı gözle dolaşırım o bölgede. İste Kıbrıs yolculuğumun en önemli sebebi okuduğum Sırlar kavşağı kitabı.
Kıbrıs yüzyıllar hatta bin yıllar boyunca tarihte çok önemi olmasına karşın adından hiç bahsettirmeyen, bir Girit kadar bile belki tarihte rolü duyulmamış ama birçok önemli olayın geçtiği gizli kapılardan biri. Orta çağ zamanı kilisenin çok etkin olduğu ve denetimsiz Avrupa’ya bir çöp bile sokulmayan, kitapların hatta Antik Yunan kitaplarının bile alınmadığı zamanlarda kaçakçılık merkezi haline gelmiş, gemilerin gizli bölmelerinde bazen sentetik bazen gerçek ipeklerin, baharatların ve kitapların Avrupa’ya sızdığı liman Kıbrıs limanları.
Görmek için o toprakları hemen ayarlamayı yaptım ve yola çıktım, sağdan direksiyona alışmak çok zor olsa da 1 haftada 2 depo benzin yakacak kadar dolaşmak, sanırım sınırları zorlasam da her anı çok değerliydi.
Kıbrıs Tatili Deyince Aklımıza Gelenler
Kıbrıs tatili deyince insanların aklına hemen kumarhaneler ve uygun fiyatlı alkol geliyor. Bin yıllar geçse de toprakların kaderi çok değişmiyor. Bazı yerlerde yasal olmayan ya da yüksek vergili olan ne varsa orda yasal. Ne yazık ki bu avantajlı durum insanları kendine çekiyor. Fakat benim gibi bir kısım insanın yolculuk nedeni Kıbrıs’ın doğası. Ada’ya giderken Halam Geldi filmi ekibi ile aynı otelde kaldım. VE Behsat Ç. Filminin çekim ve oyuncu ekibiyle aynı uçakta yolculuk yaptım. Bu mutlu tesadüf dışında amacım tarihi bölgelerin ya da deniz tatilinin tadını çıkartmaktı.
Dipkarpaz, Avrupa’nın en uzun kum plajlarından birine sahiptir. Cam gibi temiz, mavinin her tonuna sahip muhteşem denizi görmenizi öneririm. Kıbrıs gastronomi olarak deniz mahsullerinin tüm lezzetlerine sahiptir. Özelllikle Mireni (Kılıç Balığı) ızgara ve içinde hellim olan kalamarı ısrarla tavsiyem ederim. Yolda ilerlerken eşekler yolunuzu kesebilir. Ama zaten Karpaz bölgesi eşekleri de ünlüdür, mümkün olursa beslemeye çalışmayın, yoldan çekilmesini bekleyin. Dipkarpaz’da bulunan bir de Hristiyanlar için çok önemli Manastırlardan biri olan ApostolosAndreas Manastırı’nı da ziyaret etmeden olmaz.
Hristiyan inancına göre İsa‘nın havarilerinden Andreas deniz yoluyla Kutsal Topraklar ve Kudüs‘e giderken gemide su sıkıntısı baş gösterdi. Andreas gemiden inerek manastırın bulunduğu yere bastonuyla ve oradan su fışkırmaya başladı. Bir gözü kör olan geminin kaptanı gözlerini bu suyla yıkayınca kör gözü görmeye başladı.
15. yüzyılda suyun bulunduğu ve günümüzde de aktığı yere küçük bir şapel inşa edilmiştir. Manastırın bir bölümü 18. yüzyılda inşa edilmiştir. Ve binanın günümüzdeki dış cephesini oluşturan bölüm ise 19. yüzyılda inşa edilmiştir.
Özellikle 15 Ağustos ve 30 Kasım günlerinde manastıra ziyaretçi akın etmektedir. Bir takım Müslümanlar manastırın bir Hristiyan azizinin değil, İslam ermişinin yeri olduğuna inanmaktadır.