Avrupa Güney Gözlemevi’ne (ESO) bağlı Multi-slit Solar Explorer (MUSE), Şili’deki Very Large Telescope (VLT) kullanılarak Sculptor Galaksisi’nin (NGC 253) bugüne kadar ki en ayrıntılı görüntüsünü kaydetti. Bu keşif araştırmacılar tarafından “heyecan verici keşif” olarak adlandırılmaktadır. Bu galaksi, yaklaşık 11 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunmaktadır. Binlerce renk tonuyla adeta yeniden boyanmış gibi görünmektedir. Galaktik sistemlerin karmaşık yapısını da ortaya koymaktadır.

Sculptor Galaksisi’nin yalnızca %70’lik bir bölümünde, 65.000 ışık yılı genişliğinde bir alanı detaylı biçimde görülebilmektedir. Enrico Congiu’ya göre, galaksinin iç yapısı gözlemlenecek kadar yakın ve tüm sistem bir bütün olarak incelenecek kadar büyük. Araştırmacılar, bu “tatlı nokta” sayesinde galaksinin yapı taşlarını olağanüstü detaylarla inceleyebileceklerdir.

Heyecan Verici Keşif: 500 Yeni Gezegenimsi Nebula Keşfi

MUSE ile elde edilen görüntü, 50 saatlik gözlem süresince alınan 100 farklı poz ile oluşturulmuştur. Bu yoğun çaba, sadece estetik bir galaksi portresi sunmakla kalmadı. Aynı zamanda astronomik bir başarıya da sahne oldu. Bilim insanları, galaksi içinde 500 yeni gezegenimsi nebula keşfetti. Bu yapılar, ömrünün sonuna gelen Güneş benzeri yıldızların uzaya püskürttüğü gaz ve toz kabuklarıdır. İronik biçimde, adlarında “gezegen” geçse de bu yapılar gezegenlerle ilişkili değildir.

Heidelberg Üniversitesi’nden Fabian Scheuermann, bu keşfin olağanüstü olduğunu belirtti. Galaktik komşularımızın dışında kalan bölgelerde genellikle her galakside 100’ün altında nebula tespit edilebildiğini vurguladı.

Bu gezegenimsi nebulalar aynı zamanda galaksinin mesafesini doğrulamak için de kullanılıyor. Ohio State Üniversitesi’nden Adam Leroy, bu verilerin diğer ölçümler için kritik referans olduğunu ifade etti.

Bir Sonraki Adım: Sıcak Gazın Hareketi ve Yeni Yıldızlar

Araştırmacılar, şimdi galaksi içinde sıcak gazın nasıl hareket ettiğini, kimyasal bileşimini nasıl değiştirdiğini merak ediyorlar. Böylece yeni yıldızların oluşumuna nasıl katkı sunduğunu incelemeye hazırlanıyorlar. Bu küçük ölçekli süreçlerin, binlerce kat daha büyük olan bir galaksiyi nasıl etkilediği ise hâlâ çözülememiş bir gizem.

Heidelberg Üniversitesi’nden Kathryn Kreckel, bu verilerin galaksinin hem bütünüyle hem de mikroskobik bölgeleriyle aynı anda incelenmesini mümkün kıldığını vurguladı: “Neredeyse bireysel yıldız ölçeğinde ayrıntılar yakalayabiliyoruz. Ama aynı zamanda bütün galaksiyi de görebiliyoruz.”