CrowdStrike’ın yayımladığı 2024 Global Tehdit Raporu, siber saldırıların %79’unun artık herhangi bir zararlı yazılım içermediğini ortaya koymaktadır. 2019’da bu oran yalnızca %40’tı. Bu dramatik artış, klasik antivirüs çözümlerinin yetersiz kaldığını göstermektedir. Özellikle görünmeyen tehditlere karşı savunmasız hâle geldiğimizi gözler önüne sermektedir. Görünmeyen tehdit olarak adlandırılan saldırılar günümüz siber saldırılarına iz bırakmıyor. Dosya kullanmıyor ve geleneksel güvenlik sistemlerini kolayca aşıyor. Tam da bu nedenle, sahneye yeni bir oyuncu çıkıyor. EDR – Uç Nokta Tespit ve Müdahale Sistemleri.

Bu modern güvenlik sistemi, cihaz aktivitelerini anlık olarak izliyor. Şüpheli davranışları algılıyor ve tehditlere hızlıca yanıt verilmesini sağlıyor. Bu yazıda, klasik antivirüslerin neden artık yeterli olmadığını ve EDR sistemlerinin görünmeyen tehditlerle nasıl mücadele ettiğini detaylı biçimde ele alacağız.

Siber Suçlar Akıllanıyor, Hedefler Büyüyor

Exploding Topics’in son verilerine göre, dünyada her 11 saniyede bir kişi siber suç mağduru oluyor. Dosyasız zararlı yazılımlar, gelişmiş sürekli tehditler (APT’ler) ve sıfır gün açıkları, klasik antivirüslerin görmediği, dokunamadığı alanlarda gizlice ilerliyor. Bu saldırılar sistemde bir dosya çalıştırmadan, yalnızca bellek üzerinden işliyor. Yani ne log kaydı bırakıyorlar, ne de imza taramalarıyla tespit edilebiliyorlar.

EDR sistemleri ise bilgisayarlar, sunucular ve diğer uç nokta cihazlarını sürekli denetleyerek bu tür görünmeyen tehditleri davranış analizi, yapay zekâ ve makine öğrenmesi gibi gelişmiş tekniklerle algılıyor. Potansiyel saldırılar oluşmadan önce devreye giriyor, cihazı ağdan ayırıyor veya zararlı işlemi otomatik olarak durduruyor.

ChatGPT gibi gelişmiş yapay zekâ platformlarında bile güvenlik açıkları rapor edilmiştir. Bu tür görünmeyen tehditler, siber saldırıların boşluktan faydalanarak sistemlere sızmasına olanak tanıyor; daha fazla bilgi için ChatGPT Güvenlik Açığı İddiası başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.

Görünmeyen Tehdit, Görünmez Yollarla Yayılmakta

Asla güvenme, görünmeyen tehdit ile karşı karşıya kalma

Kimi saldırılar bir e-postayla gelir, kimi ise hiç beklenmedik yerlerden. “Malvertising” adı verilen teknikle, güvenli görünen bir reklam bile cihazınıza zararlı kod yükleyebilmektedir. Sorun şu ki, klasik antivirüs sistemleri cihazın içindeki her şeye güvenme eğilimindedir. Dolayısıyla bu tür tehditler genellikle geç fark edilmektedir.

EDR bu noktada sıfır güven yaklaşımı (Zero Trust) ile hareket eder. “Asla güvenme, her zaman doğrula” prensibiyle çalışan bu sistem, cihazların davranışlarını gerçek zamanlı analiz eder, ağ erişimini sınırlar ve tehditleri yayılmadan izole eder. Böylece yalnızca insan hatasına bağlı olmayan, otomatikleşmiş saldırılar da önlenmiş olur.

Saldırılar 51 Saniyede Yayılıyor

CrowdStrike’ın raporu, bir siber saldırının sisteme sızdıktan sonra 51 saniye içinde yayılabildiğini ortaya koyuyor. Bu hızda ilerleyen tehditlere karşı yalnızca güncellenmiş bir antivirüsle koruma sağlamak mümkün değil. Çünkü antivirüs sistemleri genellikle tehditleri manuel veri taramalarıyla bulur. Böylece bu süreç günlerce, hatta haftalarca sürer.

EDR ise tehdit modellerini önceden öğrenerek gerçek zamanlı tepki verebiliyor. Kurallar, ya güvenlik ekiplerince belirleniyor ya da sistem zamanla kendi kendine öğreniyor. Bu sayede şüpheli bir davranış tespit edildiğinde otomatik olarak cihazı ağdan çıkarıyor, kullanıcıyı sistemden atıyor veya antivirüs taramasını tetikliyor. IBM’in paylaştığı verilere göre, başarılı veri ihlallerinin %70’i uç nokta cihazlardan kaynaklanıyor. Bu da EDR’nin neden siber güvenliğin yeni temel taşı olduğunu gösteriyor.

Görünmeyen Tehdit İçin Görünür Önlemler Gerekli

Siber suçlular artık yalnızca zararlı yazılımlar yazmıyor, aynı zamanda yapay zekâ destekli, görünmez saldırılar geliştiriyor. Klasik antivirüs sistemleri bu yeni dünyada yetersiz kalıyor. Gerçek koruma için tehditleri yalnızca taramayan, onları anlamaya ve engellemeye odaklanan sistemlere ihtiyaç var. EDR, tam da bu noktada devreye giriyor: uç noktaları sürekli izliyor, sıfır güven ilkesiyle çalışıyor ve siber olaylara anlık müdahale sağlayarak kurumları ve bireyleri bir adım önde tutuyor.